Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Birol Aydın, Üsküdar’da lokma dağıtımına katıldı
Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Birol Aydın, Saadet Partisi Kadın Kolları'nın Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 13. yılı nedeniyle Üsküdar'da düzenlediği lokma dağıtımına katıldı. Aydın, "Bugün 28 Şubat, 28 Şubat vesilesiyle merhum Erbakan Hocamızı bir kez daha rahmetle, hasretle yad ediyorum" ifadelerini kullandı. Ardından seçimlere ilişkin konuşan Aydın, "Biz her şeyden önce İstanbul'umuzda yaşayan insanlarımızın hayatını bugünkü geçim ve hayat pahalılığı cenderesinden kurtaracak dokunuşları yapacağız. Kantin Kart projemiz tarihi bir projedir. En önemli projemizdir. Bugün İstanbul'da hiçbir çocuğumuz beslenme saatini aç karnına geçirmeyecek. Kantin kart uygulamasını devreye sokacağız" dedi.
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Birol Aydın, Üsküdar Belediye Başkan Adayı Yılmaz Bayat ile birlikte, katıldığı lokma dağıtımının ardından şöyle konuştu:
"28 ŞUBAT'TAN BU YANA OLUP BİTENLER, BUGÜN YAŞADIKLARIMIZIN NETİCESİDİR"
"İstanbul'u karış karış dolaşmaya gayret ediyoruz. İnsanımıza, insanımızın gönlüne dokunmaya çalışıyoruz. Tarihi bir seçimin arifesindeyiz. Bugün 28 Şubat, 28 Şubat vesilesiyle merhum Erbakan Hocamızı bir kez daha rahmetle, hasretle yad ediyorum. Aynı zamanda 28 Şubat bugün Türkiye olarak bizim yaşadığımız her ne varsa milletimizin canını hep sıkan ne varsa ekonomiden eğitime, sağlığa, dış politikaya, sosyal hayata, hepsinin temellerinin atıldığı tarihtir. Bugünü doğru okuyabilmek için 28 Şubat'ın neden yapıldığını iyi anlamamız gerekir. Herkes 28 Şubat'ı konuşur ama neden yapıldığını konuşmaz. 28 Şubat, denk bütçenin yapıldığı bir hükümet dönemidir. 28 Şubat, işçinin, memurun, emeklinin, dar gelirlinin yüzünün güldürüldüğü bir hükümet dönemidir 28 Şubat, İslam ülkelerinin tek güç haline gelebilmesi için D-8'in kurulduğu döneme denk gelmektedir. Dolayısıyla herkes alttan şunu söylüyor. Erbakan Hoca'ya 28 Şubat'ta yapılanlar denk bütçe için, ülkenin ekonomisinin düze çıktığı için, D-8 kurulduğu içindir. Öyleyse bu üç sebepten dolayı 28 Şubat olmuşsa, 20 yıldır bu üç şey nerede? D-8 nerede? Denk bütçe nerede? Geçim nerede? Hayat nerede? Ekonomi nerede? Dolayısıyla ben altını çizerek söylüyorum. 28 Şubat'tan bu yana olup bitenler, bugün yaşadıklarımızın neticesidir.
"ULAŞIMDA ÖYLE DOKUNUŞLAR YAPACAĞIZ Kİ TRAFİKTE KALMA SÜRESİNİ AZALTACAĞIZ"
İkincisi tarihi bir seçimdeyiz. Herkes bir şeyler söylüyor ama insanı, aileyi ve mahalleyi hesap etmeyen insana dokunmayan projelerle bir İstanbul tasavvuru olmaksızın herkes bir şeyler vaat ediyor. Biz her şeyden önce İstanbul'umuzda yaşayan insanlarımızın hayatını bugünkü geçim ve hayat pahalılığı cenderesinden kurtaracak dokunuşları yapacağız. Kent Kart projemiz tarihi bir projedir. En önemli projemizdir. Bugün İstanbul'da hiçbir çocuğumuz beslenme saatini aç karnına geçirmeyecek. Kantin kart uygulamasını devreye sokacağız. Biz İstanbul'da ulaşımda öyle dokunuşlar yapacağız ki trafikte kalma süresini azaltacağız. Biz bugün devlet okullarının birçoğunun maalesef üzülerek ifade ediyorum. Tuvaletleri berbat, pislik içerisinde. Hijyen timlerini devreye sokacağız Milli Eğitim Bakanlığımızla yapacağımız iş birliğiyle biz her okulumuzun ihtiyacı olan temizlik malzemesini ve personel ihtiyacını karşılamış olacağız. Seçimlerin ülkemize, milletimize, Üsküdar'ımıza hayırlar, bereketler getirmesini temenni ediyorum."
"POLİSİN ERBAKAN HOCAMIZI ALMASINA İZİN VERMEYECEKTİK"
Aydın, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun, '2006 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan'ın emriyle, polislerin Necmettin Erbakan'ın evini kuşattığı' iddiasıyla ilgili soruya şöyle cevap verdi:
"Erbakan Hocamızın maruz kalmış olduğu davanın önü, arkası sonu. Bunlardan da bağımsız olarak genel başkanımızın 2006 yılında yaşanmış hadiseyi dile getirmiş olmasına fokuslanmak, odaklanmak lazım. O dönemin doğrudan içinde olan birisi olarak söylüyorum. Bize yani Erbakan Hocamıza İçişleri Bakanlığı'ndan bir kanaldan polisin Erbakan Hocamızı almaya geleceği söylendi. Bu durum Erbakan Hocamıza aktarılınca Erbakan Hocamız dedi ki, 'Ne münasebet ben evimi niye terk edeyim ki? Ben suçlu muyum?' Bunun üzerine 150-200 genç olarak 2006 yılında bir organizasyon içerisine girdik. Polisin Erbakan Hocamızı almasına izin vermeyecektik. ve fiilen sivil polisler geldi. ve o zaman rahmetli Kalyoncu Bey, Tayyip Bey'i arayarak hangi üslupla söylediyse artık bu polislerin derhal Erbakan Hoca'nın evinin çevresinden çekilmesini söyledi. ve Tayyip Bey polislerin çekilmesini temin etti. Kritik soru şu. O gün polisleri Erbakan Hocamızın evinin çevresinden çekmesini gösteren irade, polislerin oraya gelmemesini neden sağlamadı? Genel başkanımız buna dikkat çekti. Her şey bundan ibarettir."